Son yıllarda yapılan bir araştırma, ölümden dönen kişilerin anlattığı deneyimlerin yalnızca halüsinasyon olmadığını ortaya koydu. Araştırmalar, ölümün eşiğinden dönen bireylerin yaşadıkları olayların, beynin işleyişiyle ilgili çok daha karmaşık ve anlamlı bir boyutu olduğunu gösteriyor. Bu bulgular, bilim dünyasında büyük bir tartışma yaratırken, “ölümden sonra yaşam” ve “ölüm eşiğindeki deneyimler” hakkında daha fazla merak uyandırdı.
Araştırma, ölümün eşiğinden dönen kişilerin yaşadıkları deneyimlerin, beyin dalgaları ve nörolojik süreçler açısından incelendiği geniş çaplı bir çalışmayı kapsıyor. Uzmanlar, klinik ölüm yaşanmış ve kalp atışı durmuş olan kişilerin, bir süre sonra hayata döndüklerinde, çoğu zaman bir tür “ölüm sonrası deneyim” anlattıklarını belirtiyor. Bu deneyimler arasında; ışık tüneline girme, bedenden çıkma, yakınlarını görme veya “ölümsüzlük” hissi gibi öğeler bulunuyor. Bu tür deneyimler, uzun zamandır psikolojik halüsinasyonlar veya beyin fonksiyonlarındaki bozulmalar olarak açıklanıyordu.
Ancak son araştırmalar, bu deneyimlerin beyin fonksiyonlarıyla doğrudan ilişkili olduğuna işaret ediyor. Araştırmalar, ölüm yakınındaki deneyimlerin beyindeki oksijen eksikliği, kimyasal değişiklikler ve elektriksel aktivitelerle bağlantılı olabileceğini ortaya koyuyor. Beyin, ölüm sürecine yakın bir noktada bile aktif kalmaya devam edebilir ve bu aktiviteler, kişilerin tanık oldukları halüsinasyonlara benzeyen, fakat çok daha derin anlamlar taşıyan deneyimler yaratabilir.
Bazı nörologlar, beynin ölüm sürecinde, hatırlanan anıların, geçmiş deneyimlerin ve bilinçaltının bir karışımı olarak bu tür deneyimlerin ortaya çıktığını savunuyor. Ancak, diğer uzmanlar ise bu tür olayların, bilinç dışı bir süreç olarak ölümle ilgili korku ve endişelere yanıt olarak ortaya çıktığını öne sürüyor. Yine de, bu araştırma, ölüm eşiğindeki deneyimlerin, sadece geçici ve psikolojik bir durum olmadığını, daha derin biyolojik ve nörolojik süreçlerle ilişkili olabileceğini gösteriyor.
Bu bulgular, ölümle ilgili inançları, dini ve felsefi görüşleri yeniden şekillendirebilir. Ölüm sonrası yaşam hakkında daha fazla veri edinmeye çalışan bilim insanları, bu tür deneyimlerin beyin üzerindeki etkilerini anlamaya yönelik yeni araştırmalar yapmayı sürdürecek. Bu araştırma, ölümden dönenlerin anlattığı deneyimlerin yalnızca halüsinasyonlar olmadığını, derin bir biyolojik ve nörolojik temele dayandığını kanıtlıyor.
Eczacılık fakültesinde bir dersin kürsüsünde ünlü isim Şeyma Subaşı'nın yer alması, öğrenciler arasında büyük bir…
Alzheimer ve diğer nörodejeneratif hastalıkların erken teşhisinde çığır açması beklenen yeni bir biyobelirteç testi, bilim…
Başarılı oyuncu Aras Bulut İynemli, geçirdiği talihsiz kazanın ardından hastane odasından yaptığı paylaşımla sevenlerine hem…
Son dönemde eşiyle ayrılacakları yönünde iddialarla gündeme gelen şarkıcı Aylin Coşkun, yaptığı beklenmedik paylaşım ve…
Ünlü oyuncu Serenay Sarıkaya ile müzisyen Mert Demir’in aşkı bir kez daha objektiflere yansıdı. Havalimanında…
Genç oyuncu Rabia Soytürk’ün sosyal medyada paylaştığı küvet pozları kısa sürede gündem oldu. Tartışmaların ortasında…